Diyette alınan doymuş yağlar ve kolesterol ile ilgili açıklama yapılırken, şu anda yaygın olarak internete büyük bir odak noktası olan hindistan cevizi yağı sağlıklı olup olmadıgı tartışılıyor. Hindistan cevizi yağının kardiyovasküler hastalığa katkıda bulunduğu iddia ediliyor ve bunun yerine genellikle “kalp için sağlıklı olan bitkisel yağlar” alternatif olarak tercih etmeliyiz deniliyor. Peki tam olarak bu doğru mu yani hindistan cevizi yağı kötü mü yoksa yanlış yönlendirilior olabilir miyiz?Bu, aslında tartışmalı bir konudur ve son zamanlarda cok gündemde olan bir konudur.
Hindistan cevizinin genel olarak sağlık üstündeki yararlarına değinecek olursak ;
-Sindirimi kolaylaştırır,
-İmmün sistemi destekler,
-Candida tedavisinde etkili ve koruyucudur.
-cilt problemleri üzerinde ,kırısıklıkta oldukça etkilidir.
-İçerisindeki zengin miktarda aurik asit sayesinde kan şekeri ve kolesterol üzerinde olumlu sonuçlar verir,
-Doku yaralanmaları ve enfeksiyonlara karsı koruyucudur,
-Alzheimer hastalığı ve pankreatit tedavisinde destekleyicidr,
-Karaciğer ve böbrek ile ilgili hastalıklara karşı önlem alır,
-kemik sağlıgında etkilidir,
-Saçlardaki kırılma ve saç dökülmelerine karşı olumlu sonuçlar alınmıştır,
AHA’nın hindistancevizi yağına karşı olumsuz eleştirilerine ve tavsiyesine rağmen, mevcut araştırmalar ve çalışmalar aynı fikirde değil. Hindistan cevizi yağının kötü olduğunu ve sakınılması gerektiğini iddia etmek, bilimsel literatürün ve yapılan çalışmaların yanlış olduğunu söylemektir.
Son zamanlarda yapılan incelemelerde yalnızca hindistan cevizi yağının kardiyovasküler hastalıları önlemesi üzerindeki önemini vurgulanmakla kalmadı, aynı zamanda kardiyovasküler kalp hastası olanlarda da olumlu etki gösterdiği görüldü. Özellikle, kardiyovasküler bir hastalığı olanlarda tipik olarak vücut ağırlığı ve bel bölgesi önemli risk faktörleridir bu değerlerin de azalmasına yardımcı olduğu ve lipit profillerini iyileştirdiği gözlendi.
Ayrıca , fareleerle yapılan bir kontrollü çalışmada,, hindistancevizi yağının soya fasulyesi yağıyla değiştirilmesi (AHA’ya göre görünüşte daha sağlıklı bir alternatif) metabolik sağlık üzerinde genel olarak olumsuz etkilere sahip olduğu gösterilmiştir. Daha yüksek miktarlarda tüketilen soya fasulyesi yağı ve daha az hindistancevizi yağı ile beslenen fareler, daha yüksek obezite, diyabet, enflamasyon, mitokondriyal disfonksiyon ve kanser oranları ile karşı karsıya kaldılar.
Peki neden hindistan cevizi yağı kötü olarak ama soya yağı hala AHA tarafından onaylanmış durumda ?
Çoğumuz LDL’yi kötü kolesterol olduğunu, HDL ise iyi kolesterol olduğunu biliyoruz. Kısmen bu bilgi doğru ama dahası da fazlası var. Aslında iki ana tip LDL, yüksek yoğunluk ve düşük yoğunluk vardır. HDL seviyelerine ve diğer faktörlere bağlı olarak düşük yoğunluklu LDL kolesterolün zararlı olmadıgı ve yüksek yoğunluklu LDL’nin ise CVD’ye katkıda bulunabileceği de gö ardı edilmemelidir.
AHA’nın diyetsel yağ önerilerinin çoğunda, doymuş yağın LDL’yi artırdığı söylentisi etrafında dönüyor. İfade edilmeyen şeyse tüm LDL’yi kötü olarak tanıtmalarıdır. Doymuş yağ LDL’yi arttırır, fakat sadece iyi olan büyük partiküllü olanları . Ayrıca, doymuş yağlar CVD için negatif bir risk faktörü olan HDL’yi de artırır.
Genel olarak bilinen KVH Risk Faktörü: İnflamasyon
Geçmiş araştırmalar, doymuş yağlar, kolesterol ve CVD arasındaki bağlantıyı belirlemek için zayıf epidemiyolojik kanıtlara odaklanmıştı. Yeni araştırmalar ise, obezite, ateroskleroz ve CVD ile ilişkili durumların başlıca faktörlerinden birinin aslında kronik iltihaplanma olduğunu göstermektedir.Bunun bir nedeni ise, enflamasyona birincil olarak katkıda bulunan faktör oksidatif stresin varlığıdır. Oksidatif stres, kolesterolü oksitlerken, yapısını değiştirerek ve aterosklerozu desteklerken, arter duvarlarının tıkanmasına zarar verir, omega-6 çoklu doymamış yağlar ve rafine edilmiş karbonhidratların yüksek tüketimi bu tip iltihaplanmaya ve tıkanmaya katkıda bulunur hem HDL hem de büyük LDL partiküllerinde azalmaya ve daha yüksek kalp hastalığı riski ile ilişkili küçük, yoğun LDL partiküllerinde artışa neden olur .
Omega-6 yağ ve şekeri, hindistancevizi yağı gibi sağlıklı doymuş yağlarla değiştirerek, bu inflamatuar yanıt büyük ölçüde azalabilir.). Doymuş Yağ, kolesterol ve kalp hastalığı arasında kontrollü araştırmalar arasında kesin bir bağlantı olmadığı gibi, bu bileşenlere göre zengin diyetler geliştiren olumlu sonuç alan birkaç örnek popülasyon vardır.(Eskimos,kenya,Afrika,yeni zelanda)
Peki İnflamasyon CVD’ye Nasıl Katkıda Bulunabilir?
Kolesterol uzun zamandır tehlikeli olarak bildiğimiz suçludur. Çünkü arteryel plaklar esas olarak kolesterolden oluşuyor ve bu da kolesterolün tamamiyle zararlı oldugunu akla getiriyor.. Ancak modern araştırmalar, inflamasyonu kolesterolden daha derin bir neden olarak ortaya çıkardı.
Hindistan Cevizi Yağı ;
Kısaca bahsettiğim gibi, iltihap ve oksidatif stres, arterlerin iç kaplamasına ve geçişlere zarar verebilir. Koruyucu bir mekanizma olarak da, vücut bu bölgeyi bandajlamak için kolesterol gönderir. Yani kolesterol doğal olarak kötü değildir, ancak kronik inflamasyon varlığında zararlı hale gelebilir.
Vücudumuz aslında hormonların, beyin dokusunun ve sinir sistemi sağlığının uygun şekilde üretilmesi için doymuş ve doymamış yağlara ve kolesterollere ihtiyaç duyar. Sağlıklı, doymuş yağları işlenmiş, genetik olarak değiştirilmiş bitkisel yağlar ile değiştirerek, kendinizi birçok yönden bir zarara uğratabiliriz.
Sonuç Olarak ;
İngiliz Spor Tıbbı Dergisi’nde yapılan bir çalışmada, karbonhidrat ve çoklu doymamış yağın (işlenmiş bitkisel yağlar gibi) alımının, doymuş yağ alımından daha fazla koroner kalp hastalığı ile ilişkili olduğu sonucuna varılmıştır Yani aslında . Hindistan cevizi yağı , işlenmiş bitkisel yağlar kadar olumsuz ve zararlı bir besin değil.
En önemli şeylerden birisi de doymuş yağ kullanımında,hindistancevizi yağını (organik, sızma veya ekstra sızma) ve tereyağı ,hayvansal ürünlerden (mera yetiştiriciliği ve otla beslenen) sağlıklı doymuş yağlardan yana seçim yapmamız gerekir.
Kısaca kalp hastalığına karşı korunmak için, asıl temel sorunları ele almalıyız. Enflamasyonu kontrol ederek, kan şekerini dengeleyerek, vücut ağırlığını azaltarak ve hormonları dengeleyerek, KVH riskinizi büyük ölçüde azaltabilirsiniz.
Calcagno, C., Lobatto, M. E., Robson, P. M., & Millon, A. (2016). The Evidence for Saturated Fat and for Sugar Related to Coronary Heart Disease., 28(10), 1304–1314. PMID: 24655651
3. Cardoso, D. A., B Moreira, A. S., M de Oliveira, G. M., Raggio Luiz, R., Rosa, G., & Bello Moreira, A. (2015). A coconut extra virgin oil-rich diet increases HDL cholesterol and decreases waist circumference and body mass in coronary artery disease patients. Nutr Hosp, 32(5), 2144–2152. PMID: 26545671
2. Babu, A. S., Veluswamy, S. K., Arena, R., Guazzi, M., & Lavie, C. J. (2014). Virgin Coconut Oil and Its Potential Cardioprotective Effects. Postgraduate Medicine, 126(7), 76–83. PMID: 25387216
4. Deol, P., Evans, J. R., Dhahbi, J., Chellappa, K., Han, D. S., Spindler, S., & Sladek, F. M. (2015). Soybean oil is more obesogenic and diabetogenic than coconut oil and fructose in mouse: Potential role for the liver. PLoS ONE, 10(7). PMID: 26200659
5. Dreon, D. M., Fernstrom, H. A., Campos, H., Blanche, P., Williams, P. T., & Krauss, R. M. (1998). Change in dietary saturated fat intake is correlated with change in mass of large low-density-lipoprotein particles in men. American Journal of Clinical Nutrition, 67(5), 828–836. PMID: 9583838
6. Lawrence, G. D. (2013). Dietary Fats and Health: Dietary Recommendations in the Context of Scientific Evidence. Advances in Nutrition: An International Review Journal, 4(3), 294–302. PMID: 23674795
7. Malhotra, A., Redberg, R. F., & Meier, P. (2017). Saturated fat does not clog the arteries: coronary heart disease is a chronic inflammatory condition, the risk of which can be effectively reduced from healthy lifestyle interventions. British Journal of Sports Medicine, bjsports-2016-097285. PMID: 23060172